Bu sorunun cevabı, bilimsel ve teknik verilere dayanıyor.
Başkasının olması için de daha zamanımız var gibi.
Roketlerin gücü yer çekimine karşı koymak için kullanılıyor.
Devasa bir yer çekimi kuvveti ile Dünya’nın her şeyi kendine çektiğini düşününce uzay araçlarının bu kuvvetin etkisinden kurtulup uzaya ulaşabilmesi için de çok büyük bir itiş gücüne ihtiyaçları var.
İşte tam bu noktada da devreye roketler giriyor. Roketler, kimyasal enerjiyi kinetik enerjiye dönüştürerek muazzam bir hızla itme gücü sağlıyorlar.
Dünya’dan kaçmak için 25 bin mil veya 40 bin km hızla gitmek gerektiği için de bu itme gücü ortaya çıkıyor ve roketler, yer çekimini yenerek gerekli kaçış hızını sunuyor.
Roketlerin bu denli güçlü olmasının sebeplerinden biri de kullanılan yakıtlar.
Roketlerde katı, sıvı ya da hibrit gibi farklı yakıt türleri kullanılıyor ve hepsinin de farklı avantajları var. Yakıtlar, roket motorunda yüksek bir basınçla yanıyorlar ve yanma sonucunda ortaya çıkan gazlar da büyük bir hızla dışarı atılıyor.
Bu sayede aslında roket, Newton’un “Her etkiye karşılık eşit ve zıt bir tepki vardır.” ilkesine uyuyor ve ileri doğru fırlıyor. İtki ile uzay aracı Dünya’dan ayrılıyor ve uzaya ulaşıyor.
Farklı aşamalarda olması da uzay araçlarını taşımada faktör.
Roketlerin uzaya araçları taşımasındaki bir diğer önemli nokta ise çok aşamalı tasarımları. Roketler genellikle birden fazla aşamadan oluşuyor ve her aşama, bir önceki aşamanın işlevini tamamlayıp ayrılıyor.
Roketin taşıdığı ağırlığı kademeli olarak azaltarak daha verimli bir uçuş sağlıyorlar. İlk aşama, yer çekimini yenmek için en büyük itkiyi sağlarken sonraki aşamalar uzayda daha az enerjiyle daha uzun mesafeler katetmeye odaklanıyor.
Peki neden başka yöntemler kullanılmıyor?
İster balon ister sapan isterseniz de elektromanyetik bir raylı sistem düşünün. Bu işlerden biraz anlıyorsanız aklınıza birçok fikir gelebilir ve hepsi de teoride mümkün gözükebilir.
Ancak Dünya atmosferi ve yer çekimi bunların birçoğunu etkisiz kılıyor ya da şu anki teknolojik seviyemizde roketlerin sağladığı hassasiyet ve güvenirlik sunulmuyor.
Tabii ki yeni bir fikrin yeni ve yüksek maliyetler olduğunu da unutmamak gerek.
Gelecekte neler bekliyor bilinmez ancak günümüzde uzay araçlarının ulaşımında hâlâ roketteyiz.
Uzay meraklılarına: